Hemen toparlandım, yan binaya gittim. Ekselsiyor Apartmanı. İstanbul’un en eski binalarından biri. Eski fotoğraflara baktığınızda İnönü Stadı henüz yokken bile bu binayı görebilirsiniz.
Üçgen İnşaatın kapısını çaldım. ’Sizin teşvik listesinde yer aldığınızı gördüm, kule vinç alacakmışsınız. Biz de kule vinç satıyoruz.’ dedim. Biz kule vinç ihtiyaçlarımızı tamamladık dediler. O esnada kapılardan biri açıldı. İçerden, daha sonradan Üçgen İnşaat’ın ortaklarından biri olduğunu öğrendiğim Orhan Bey çıktı. Orhan Bey’e de durumu anlattım ama o da aynı şekilde ’Biz ihtiyacımızı tamamladık, kule vinçleri aldık.’ dedi. Ben ise, teşvik listesinin elime yeni geçtiğini söyleyerek Orhan Bey’e ’Bana mutlaka bir şans vermelisiniz.’ dedim.
Orhan Bey, biraz da şaşkınlıkla, neden böyle bir şey yapması gerektiğini sordu. Ben de ’Komşuluk Hakkı’ diye bir şey var ve biz yan komşunuzuz dedim. Orhan Bey başladı gülmeye. Sonra ’Gel bir çay içelim anlat bakalım hangi kule vinçleri satıyorsun.’ dedi ve hikayemiz böylece başlamış oldu.
Biz Orhan Bey ile konuşurken içeri Haluk Bey geldi. İsviçre’de, Almanya’da büyük firmalarda proje müdürlükleri yapmış oldukça tecrübeli biri Haluk Bey. Otel yatırımını da kendisi organize etmiş.
Orhan Bey, Haluk Bey’in de ortaklardan biri olduğunu belirterek, bizi tanıştırdı ve ’Bu arkadaş komik bir şey yapıyor komşuluk hakkından dolayı kendisine bir şans verilmesini istiyor.’ dedi.
Haluk Bey de başladı gülmeye ve neler yaptığımızla ilgili konuşmaya başladık. Daha sonra Haluk Bey ’Kule vinçleri aldık ama senin de gönlün olsun bir teklif getir bakalım ama durumun çok umutlu değil.’ dedi.
Hemen hızlıca bir teklif hazırlamaya başladım ve projeyi alabilmek için Fransa’dan verebilecekleri en düşük fiyatı istedim. Fiyat teklifini hazırlayıp Haluk Bey’e sundum. Haluk Bey fiyat teklifini inceledi ama fiyatın beklentisini karşılamadığını söyledi. Ben de ısrarla nasıl bir teklifin onlar için daha uygun olacağını sordum. Haluk Bey bir fiyat verdi ve ’Bu fiyat olursa en azından bir değerlendiririm ama almak için söz veremem.’ dedi.
Peki dedim, hemen yan binadaki ofisimize geçtim. Fransa ile hızlı bir iletişim sonunda, Haluk Bey’e süratle geri dönerek talep ettiği fiyat için Fransızlardan onay aldığımı belirttim. ’İyi ama biz her şeyi tamamladık ve bankaya gönderdik. Sen de kusura bakma ama biraz da geç kaldın.’ dedi.
Üçgen İnşaat, dönemin bankalarından biri olan Türkiye Öğretmenler Bankası (TÖBANK) Parmakkapı Şubesi ile çalışıyor. O dönemde faks henüz kullanılmıyor, teleks makinaları var. Telgraf gibi çalışıyor ve yazım bittikten sonra teleks hattından hat istiyorsunuz. Hattı yakalayabilirseniz teksti takıyorsunuz ve göndermeye başlıyorsunuz. Şerit bitene kadar 10-15 dakikada gönderim yapılıyor. Karşı taraf da yine teleks makinasından gönderdiğiniz yazıyı daktilodan çıktı olarak alıyor. Anlayacağınız süreç uzun.
Haluk Bey evrakı TÖBANK’a gönderdiklerini, bankanın teleksi göndermiş olabileceğini ve geç kalmış olabileceğimi söyledi. Ben ısrarla Haluk Bey’den bankadaki yetkilinin ismini alarak şansımı denemek istediğimi söyledim.
Bir kutu çikolata alarak bankaya koştum. Bankadaki yetkili ’Haluk Bey bize geleceğinizi haber verdi. Teleks şeridi burada gitmek üzere, ama şanslısınız ki henüz gitmedi.’ dedi. Hemen bir gülümsemeyle çikolatayı uzattım. Biraz zor olacak işleminiz çünkü bu şeridin aynısını baştan yazmamız gerekecek dedi. Israrlarım neticesinde beni kırmadı ve başladık şeridi baştan yazmaya. Ben de başında bekledim. Teleks bankalar arası kesintisiz bir yazışma şekli ve Fransa’ya bankaya gidiyor. Banka da firmaya dönüp siparişi teyit ediyor. Süreç bu şekilde ilerliyor.
Sonunda teleks gitti ve teyidi de aldık. Ben o heyecanla bankadaki yetkiliye sarıldım. Çok şükür bir aksilik yaşamadık ve satışını gerçekleştirdiğimiz kule vinçlerin siparişlerini verdik.
İlk parti 6-7 kule vincimiz gemiye bindi ben de Haydarpaşa’dan gemiyi karşılamaya gittim. Çok muhteşem bir görüntü ve benim için de çok heyecanlı bir gündü.
Kule vinçlerin sahaya varışını takiben, montaj için Fransa’dan mühendisler geldi. 1987 yılı, Son derece lüks bir Tatil köyüolan “Kiriş World” Kemer’de inşa edilmeye başlandı.
Daha sonraki yıllarda , Üçgen inşaat, Beşiktaş ’ ta inşa edecekleri Conrad Hoteli için de başka kule vinç satın aldı. Projenin başlangıcında ise ilk satın aldıkları kule vinçleri de kullandılar.
Bu hikaye bizim Türkiye’de satışını gerçekleştirdiğimiz ilk kule vinçlerden birinin hikayesidir ve kule vinç sektörünün yeni başladığı zorlu dönemde ne yollardan geçtiğimizi hatırlatır hep bana.
Sektörde doldurduğum 30 yılın sonunda en büyük kazancım, çoğu gülümseten anılar biriktirmiş olmak… Sizlerle paylaşırken ben de o günlere dönerek, çocuğunun ilk adımlarını anımsayan bir baba gibi mutlu olacağım.